top of page

Yıl Sonu Serisi 3- 2022 Alet Çantası; Talebelik, Temaşa Etmek ve Fabrika Ayarları



Bu yılın son blog yazısını, ilk defa oğlumla birlikte kurduğum yılbaşı ağacının yanıp sönen ışıklarına bakarken, doların 16 TL olduğu, belirsizliğin, kaygının tam ortasından geçtiğimiz, ekonomik zorlukların ötesinde varoluşumuzla gelen haklarımızı her geçen gün daha az yaşayabildiğimiz, "logos" tan biraz daha uzaklaştığımız, yüzümüzü neresine çevirsek insanlığımıza ağır gelen bir gündemin ortasından, çelişkili duygularla yazıyorum. Çelişkili çünkü bir yanım bu ayın ışıltılı ruhu gibi umutlu, diğer yanım bir evlat sahibi olduktan sonra daha da derinleştiğini fark ettiğim bir kaygı çukurunda.

Bir yarımla şükürdeyim, diğer yarımla isyanda.

Son dönemlerde hangi eğitimi açsam, hangi görüşmeye bağlansam kolektif bir duyguda buluştuğumuzu söylemek yersiz olmaz. O duygunun adını tam olarak koymak zor ama Ahmet Kaya ve Selda Bağcan'ın ses verdiği o meşhur cümlenin yeri gibi geliyor. "Yaprak döker bir yanım, bir yanım bahar bahçe."


Hal böyleyken, neye sığınalım, nasıl bir alet çantası oluşturalım, bu yılın son serisinin konusu oldu. Bu sorunun cevabını ararken yalnız olmadığımızı da biliyorum.


Bugün kişisel gelişim endüstrisi sadece Amerika’da 14 milyar dolarlık bir endüstri. Global olarak “kişisel gelişim pazarı”nın 2027’ye kadar 56,66 milyar dolar değerine ulaşılacağı tahmin ediliyor.


2027’ye kadar endüstrinin en çok odaklanılacağı düşünülen alanlar,

- Akıl Sağlığı

- Motivasyon & İlham

- Fiziksel Sağlık

- Kişisel Farkındalık

- Durumsal Yetkinlik Geliştirme


Google'ın 2021 incelemesine göre, "Zihinsel sağlığınıza nasıl dikkat edersiniz?", "Nasıl güçlü kalırsınız?" ve "Nasıl umutlu olunur?" gibi sorular, dünyada her zamankinden çok daha fazla arandı.


İçinden geçtiğimiz kriz eğer içerisinde bir tane bile fırsat barındırıyorsa, ki hiçbir şeyin saf karanlıktan, ya da saf aydınlıktan ibaret olamayacağına inanan ekollerin talebesiyim, o fırsat bu dönemin bize kendimizle teması öğretmesi olurdu. O teması kuvvetlendirebilmek ve gelecek yılı daha merkezimden bir yerden, daha bilinçli, daha farkında karşılayabilmek adına alet çantama 3 beceri seçtim.


1- TALEBE OLMAK


Talebe, Arapça talip ve talep gibi “tlb” kökünden gelir, isteyen, talep eden demektir. Bana gelişim zihniyetinin merkezine hangi beceriyi koyalım deseler, o talebe olma hali, yaşamdan bilgi, yaşananlardan anlam koparma arzusu derim. Önümüzdeki dönem ne getirir bilmiyoruz ama eğer getirdikleri içinde bir kapı açabilecek ve içinden geçebileceksem, bunun ancak bilmediklerime bilmiyorum, beceremediklerime bunu beceremiyorum diyip talebe gibi bakmakla, olmayanla kavga etmek yerine, önüme gelenin ve olanın talebesi olmakla mümkün olabileceğine inanıyorum.


2- TEMAŞA ETMEK


Sanıyorum son dönemlerde dilimden en çok düşürmediğim kelimelerden biri. Temaşa, Arapça, maşā- yürümek kelimesinden türemiş, başına te geldiğinde, seyreyleyerek, görerek yürümek anlamına gelen, bence büyülü bir kelime. Hayat inanılmaz bir hızla ve belirsizliğe doğru akarkan, temaşa edebilmek, olanları seyredebilmek, kafamızı kaldırıp ilerlerken keyif alabilmek, hayatı kavgasız izleyebilmek ne güzel bir pratik. Temaşa, içinde farkındalığı, son zamanların belki de çok ihtiyaç duyduğumuz için en popüler konularından biri olan öz-şefkati, şu anda ve burada kalabilme pratiğini, bedenime ne oluyor, iç iklimimde ne oluyor, zihnimde ne oluyor, ilişkilerimde ne oluyor, bu rolümde ne oluyor sorularını cesaretle sorabilmeyi de barındırıyor kanımca. Hayatı boyunca yaptığı her yolculuğu listelere check atarak yapmış, sokaklarda kaybolmamış, adımlarını ve planlarını kontrol ettiği sanrısı ile yaşamış biri olarak, temaşa etmeyi 40. yaşımla ve bu yeni yıl ile birlikte öğrenmeye niyet ediyorum.


Kinyas ve Kayra'da Hakan Günday şöyle der.

"Denge insanoğlunun icat ettiği en vahşi kavramdır! İp cambazının en iyi hissettiği an, kendini ağa bıraktığı andır oysa."


Bu eylemsizlik demek değil, tam tersine talebe olmakla birleştiğinde, insanı bir üst bilince taşıyabilecek bir erdem, beceri sanki.


3- FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖNMEK


Sinan Canan'ın üzerinde çok yazıp çizdiği bu tanım aslında, en basit anlatımıyla özümüze dönmek demek. Varoluşumuzun bütün boyutlarında, bütün rollerimizde bunu hatırlamaya ihtiyacımız var. Nedir insanın fabrika ayarları? Bu soruya sadece yaşanmış bir olayı anlatarak kendi basit cevabımı vereyim. Geçtiğimiz günlerde bir tanıdığımız, daha henüz 2 yaşına bile girmemiş oğlum için, biraz mutsuz bir ifadeyle "hareketli bir çocuk" tanımını yaptı sanki bir çocuğun fabrika ayarı "durmak" olabilirmiş gibi. Sinan Canan ne güzel anlatmış. "İnsanın biyolojik ayarlarına kabaca bir bakacak olursak; aslında 40 dakika boyunca kapalı bir ortamda sabit yerde oturabilen ve bundan rahatsızlık duymayan bir insan çocuğunun “sorunlu” olabileceğinden şüphelenmemiz gerekirdi."


Biz doğayla, özümüzle, her şeyden önce bedenle bağımızın koptuğu, bizi esasımızdan uzaklaşmaya iten bir dönemi yaşıyoruz ne yazık ki. Öğle yemeğini atlamalar, fast food'lar, bilgisayar önünde hareketsiz geçen yaşamlar, uykusuzluklar, doğaya, insana olan ihtiyacımızı unuttuğumuz, tüketimle, ikame tatminle, veri bombardımanı ile ıssızlaştığımız yaşamlar.


Ez cümle, bu yıl ben talebe olacak, temaşa edecek ve fabrika ayarlarıma nasıl geri dönerim'in peşine düşeceğim. Her şeyden önce biricik ve eşsiz yaşamımın bir tane olması ve hayatı gözümün içine bakarak öğrendiğini gördükçe hem büyülendiğim hem dehşete kapıldığım oğlum için buna ihtiyacım var.


Bu serinin ve 2021'in son yazısıydı. Lead Fit ile yolu kesişen her ruh, dokunabildiğim her organizasyon, bu kavramın bana bu sene de öğrettikleri için minnettarım. 2022'de de birlikte olmak üzere.


Gözde Berber Özbalaban

111 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page