top of page

Haftanın Fit 3'lüsü- Sokrates'in Mirası: Kendini Bil, Farkındalık Zekası ve Pratikleri











Nosce te ipsum”: Kendini Bil!


Görelilik teorisi fizik için neyse, kendini bilme, farkındalık konuları da insanı merkezine alan disiplinler için o. İnsanlığın her türlü ilerlemesini borçlu olduğumuz bu kavram- farkındalık konusu- filozoflar, medeniyetler, kültürler tarafından farklı bağlamlarda ele alınmış ve hala bileşenleri üzerinde tartışmaların devam ettiği bir merak alanı... 90'lı yıllarda önce Wayne Payne, sonra Daniel Goleman'ın ortaya attığı Duygusal Zeka modelinin de temel bileşeni.

Bu konular üzerine gerçekleştirilen araştırmaların, yazılan kitapların her geçen gün arttığı, farklı rollerimizle ( ebeveynlik, yöneticilik, anlam arayan insan... ) meselenin peşine daha çok düştüğümüz bir çağı yaşıyoruz.

Geçtiğimiz hafta oğluma üzerinde duygular ve farklı yüz ifadelerinin olduğu bir kart seti hediye edildi. 75 tane duygu kartı var. Ben 1 yaşında nelerle oynuyordum hatırlamıyorum ama içinde 75 duyguyu yüz ifadeleri ile eşleştiren, duygusal zeka gelişimini hedef alan bir kart seti olmadığına eminim.

Benzer şekilde, bugün kendi liderlik özelliklerini masaya yatırıp incelemek isteyen, bir yönetici olarak yarattığı etki ( Bkz: Executive Presence) üzerinde düşünen, neyi neden yapıyorum veya nasıl yapmalıyım sorularının peşine düşen kişi sayısı geçmişe oranla artıyor sanki..

Pandemi dönemi de bu konuyla ilgilenenlerin sayısını, kendi farkındalığını artırmak için bilinçli sorgulamalar yapan kişilerin varlığını özellikle gelişmiş toplumlarda artırıyor gibi görünüyor. 1000'den fazla kişinin katıldığı bir araştırmaya göre, katılımcıların %83'ü, Covid-19 karantinaları sırasında yeni bir şey öğrendiğini ve gelişim için yatırım yaptığını açıklamış. Global olarak yorum yapabilecek veri setine henüz sahip olmasak da, bu dönemin insanların anlam arayışları, sorgulamaları ile birlikte, bir içe-dönüş kapısı araladığı kesin.


Netflix izleme listemizi tüketip ekşi maya uzmanlığında ilerleme konusunda ​​ne kadar ciddi olduğumuzu anladığımızda, elimizde başlangıçta beklediğimizden daha fazla izole zamanın olduğunu fark etmiş olabiliriz.


Bu zamanın bir kısmını, kendilerine, algılarına, alışkanlıklarına, davranış paternlerine, ilişkilerine, kararlarına ve sonuçlarına bakmak için geçirenler, bunu pandemi sonrasına da taşıyacaklar muhtemelen... Bu bazen yorucu gelebilir ya da cesaret isteyebilir ama Yunus Emre'nin 14. yüzyıl Anadolu'sundan çıkmış dizelerini yine burada hatırlamaya değer.


“İlim ilim bilmektir İlim kendin bilmektir Sen kendini bilmezsen Ya bu nice okumaktır."


Bu bülten, farkındalık pratiklerimiz için... Bültenin sonundaki 3 kaynak, bana farklı açılardan baktırdı, ilginizi çeken konularsa bir kahveyle iyi gidebilir...


İyi pazarlar...

Bana öyle geliyor ki, kendimiz hakkında bilgi de dahil olmak üzere her türlü bilgeliğin başlangıcı, inançlarımızın zayıflığının ve bilgimizin yetersizliğinin kabul edilmesidir.

- Mitchell S. Green


Farkındalık zekası -diğer tüm zeka türleri gibi- geliştirilebilir, fakat bunun için öncelikle yukarıdaki cümlenin kabulü ve bilinçli bir çalışma planı gerekiyor. Cümleyi kabul etmek, kibirden arınmak ve "farkındalığı yüksek" olmanın varılabilecek bir nokta değil, yaşam boyu sürecek bir yolculuk olduğunu bilmek için önemli.


Bilinçli bir çalışma planı da, farkında olabilme hali için niyet ve disiplin gerektiğini anlamak için... Bunun kulağa tuhaf geldiğinin farkındayım. Ama spor salonuna gidip egzersiz yapma alışkanlığı nasıl gelişiyorsa, farkındalık zekası da öyle gelişiyor. Terleyerek...


"Farkında olmadığımız" anlarda dünyaya tepki veririz, savaşırız, içsel meselelerimizi dışarıya yansıtırız. Yaşamımız, nedeni dışarıda yatan deneyimler topluluğudur. Çünkü iş'tir, çünkü sorun o kişidir, çünkü mecburuzdur, çünkü onlar'dır, çünkü pandemi'dir. Farkında olmadığımız zamanlarda kendimizle ve dünyayla yüzleşmemek için, “gerçekliğimizi”, biriktirdiğimiz hikâyeleri ve inançlarımızı korumaya çalışmak için çok fazla enerji harcarız. Oysa farkındalık, varoluşu sürdürmek için çok az enerji gerektirir. Farkındalık, mutluluk ya da mutsuzluk deneyimi değil, bir akış halidir. Farkında olan kişiler, karanlıklarını, aydınlıklarını, kim olduklarını, ne yaptıklarını ve neden yaptıklarını bilirler. İnançları, duyguları ve değerleri onlara hizmet eder. Dış doğrulama ve motivasyona güvenmedikleri için manipüle etmeleri ve edilmeleri zordur. Farkındalık, kişiyi özgür ve dirençli kılar.


Peki nasıl?


İlk pratik farkındalık piramidi ile ilgili düşünmekle başlıyor.


Değerler, hisler, duygular, düşünceler ve tüm bunların neden olduğu davranışların farkında olmak, tepki vermek yerine, gereken anlarda durup bakabilmek alışkanlığı...

Bu piramit ilginizi çektiyse, aşağıdaki linke tıklayarak Diana Strong ile tanışabilir ve piramidi onun kaleminden okuyabilirsiniz.



Başkalarında bizi rahatsız eden her şey,

kendimizi tanımamızı sağlar.” Carl Gustav Jung


Bu söze duyduğum derin inançla, kendimi keşfetme çabalarıma hep ışık tutmuş bir diyagramı paylaşıyorum burada.


Bir: Beni rahatsız eden, dürtükleyen ya da başkasında değiştirmek istediğim her şey, bende de vardır, benim de meselemdir.

(Sizi en çok rahatsız eden karakter özelliğini düşünün. Kibir? Geç kalanlar? Özensizler? Soğuk ve mesafeli davrananlar? Hep beni bulur dediğimiz ve hoşlanmadığımız davranış özellikleri ya da karakter tiplerinin bir yansıtma olma ihtimalini düşünelim. Konu belki de benim meselem. Kendime temas edemediğim için başkasında görüp rahatsız oluyor olabilir miyim? )


İki: Başkasının bende eleştirdiği ya da yargıladığı şey, eğer beni rahatsız ediyor ya da canımı acıtıyorsa, muhtemelen bende karşılığı vardır ve üzerinde çalışmaya değer.

(Neden bazı geribildirimler insanın üzerinden teflon tava gibi akarken, bazıları çok can acıtır? Acının nedenini, gerçekliğe bağlayabilir miyiz?)


Üç: Başkasında beğendiğim her şey, sevdiğim ve özendiğim yönleri, benim de içimde var.

(Başkasında beğendiğimiz her şey aslında bizde de var. Olmasa fark etmezdik bile... Bunu fark ettiğimden biri ne zaman birine özensem, bendeki hangi güçlü ama uyuyan yönün yansıması diye bakıyorum... )


Dört: Başkasının bende eleştirdiği, değiştirmek istediği ama beni hiç etkilemeyen yargıları, muhtemelen benimle değil onunla ilgilidir.

(Birkaç gün önce bir arkadaşım benimle kendi kendine kavga etti. Verdiği geribildirim ya da söylediği cümlelerin hiçbiri bana değmedi, beni yaralamadı, bir anlam da ifade etmedi. Zaten telefondan birkaç saat sonra, seninle ilgisi yoktu diye aradı.)


Bu dörtlünün farkında olmak, kendi farkındalığımızın bütünü için çok önemli...

Farkındalık ve farkındalık zekası ile ilgili 3 kaynak önerisi...


1. Olmazsa olmaz bir yeni makale önerisi: Değişim ve Öğrenmeyi Desteklemek İçin ile Koçluk Farkındalık Zekası™ Dorothy E. Siminovitch, PhD, MCC


Gestalt severler mutlaka göz atmalı...

DS-Article-TR-R3
.pdf
Download PDF • 412KB


2. Aşağıda linkini görebileceğiniz HBR makalesinde, farkındalığın 4 farklı arketipini görebilirsiniz. Kavramı ve ilgilenenler için linki buraya bırakıyorum.




3. Center for Creative Leadership, farkındalığın liderlikteki yansıması ile ilgilenenler için güzel bir makale yayınladı. Bilgelik, kimlik, reputasyon ve marka olmak... İlgilenenler için link aşağıda


Keyifli okumalar

456 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page